top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Gökhan Şahin

SEYAHAT ACENTELERİNİN BORÇLARINDAN DOLAYI HUKUKİ SORUMLULUĞU

1. Seyahat Acentelerinin Hukuki Statüsü


Türk Ticaret Kanunu, Acentelik başlığı altında madde 102/1’e göre acenteyi şöyle tanımlamaktadır; “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.” Bu tanıma göre acenteler; tacirden bağımsız, acentelik ilişkisi bir sözleşmeyle bağlı olan, belirli bir yer ve bölgede tacirin nam ve hesabına hareket eden ticari işletmelerdir. Ayrıca TTK m.12/1 gereği bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiler tacir sayıldığından, acenteler tacir sıfatını haizdir.


Acentenin yetkileri kanunda sayılmıştır. TTK madde 105/1’e göre “acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir.” Kanun metninden anlaşılacağı üzere acenteler geniş yetkilere sahiptir.


2. Taraf Sıfatı


TTK 105/2 gereği “acentelerin müvekkilleriyle yaptıkları sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir.” Bu maddeye göre acentenin müvekkili adına yürütmüş olduğu faaliyetlerden dolayı çıkan uyuşmazlıklarda acente adına dava açılabileceği gibi müvekkili adına da dava açabilir.


Burada uygulamada karşılaşılan en büyük sorun husumetin hangi tarafa yöneltileceği sorunudur. Çünkü yine 105. maddenin 3. fıkrasına göre “acentelerin ad ve hesabına hareket ettikleri kişilere karşı Türkiye’de açılacak olan davalar sonucunda alınan kararlar acentelere uygulanamaz.” Bu durumda bir mahkeme veya hakem heyeti kararı gereği acente adına hüküm verildiğinde bu hükmün icrai niteliği olmayacaktır.


Hakem heyeti veya mahkeme kararlarının acente adına hükmedilmesi icra hukuku bakımından sıkıntı yaratacaktır. Bu sebeple acentenin faaliyetlerinden dolayı açılacak davalar veya hakem heyeti başvurularında tarafın yalnız acente olarak gösterilmesi yerine müvekkili adına izafeten acentenin gösterilmesi veya sadece müvekkil şirketin gösterilmesi daha doğru olacaktır.


Müvekkil adına izafeten acentenin gösterilmesi gerekliliği daha çok yabancı şirketler adına acentelik faaliyeti gösteren firmalarda ortaya çıkmaktadır. Yabancı şirketlerin merkezi genelde yurtdışında olduğundan açılacak davalarda tebligatların yapılması gibi birtakım sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu durumda şirket adına izafeten acenteye dava açılarak acentenin davada şirket adına yer alması sağlanır ve karara icrai nitelik kazandırılır.


Örneğin X Limited Şirketi sözleşme yaparak Y seyahat acentesiyle anlaşıyor ve faaliyetleri için yetkilendiriyor. Y acentesi ile yapılacak her türlü paket tur, konaklama, ulaşım vb. gibi sözleşmelerden doğacak her türlü uyuşmazlık durumunda hakem heyetlerine veya yargıda açılacak davalarda X Limited Şirketi’ne izafeten Y acentesine veya tarafın direk X şirketi olarak gösterilerek dava açılması gerekir. Yalnız Y acentesi gösterilerek açılan davalarda verilen hükümde Y acentesi adına hüküm kurulmuşsa icrai bir niteliği olmayacak ilamların icrası yoluna gidilemeyecektir.


3. Seyahat Acentelerine Karşı İcra Takibi


Seyahat acentelerinin faaliyetlerinden dolayı oluşacak her türlü zarar gereği tüketici, hakem heyetlerinden veya mahkemelerden alacağı kararla ilamlı icra yoluna gidilebilir. Seyahat acentelerinin Seyahat Acenteleri Yönetmeliği madde 29’a göre “seyahat acentaları ve şubeleri, müşterileri ile biletlerini satacakları ulaştırma müesseselerine sunacakları hizmetler ve sigorta limiti kapsamındaki yükümlülükler hariç olmak üzere tüm seyahat acentalığı işlemlerinden doğacak yükümlülüklerini yerine getirmek, karşılığı olmak ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde Bakanlıkça paraya çevrilerek ilgililere ödeme yapılmak üzere seyahat acentasının grubuna göre 30 uncu maddede belirtilen miktarda teminatı, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 34 üncü maddesinde belirtilen değerler üzerinden vermek ve teminatın eksilmesi hâlinde, otuz gün içinde tamamlamak zorundadır.” Kanun maddesine göre seyahat acentesinin tüm seyahat acentalığı işlemlerinden doğacak alacaklarına karşı seyahat acentelerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan teminat hesabına haciz konulabilir. Bu durumda seyahat acenteleri teminat hesaplarına haciz konulduğunda haciz yoluyla karşılanan miktarı bakanlık bünyesinde bulunan hesaplarına 30 gün içinde geri ödemek zorundadırlar.


Seyahat Acenteleri Yönetmeliği madde 30’a göre seyahat acentelerinin teminatın miktarları aşağıdaki gibidir;

  • A grubu seyahat acentası için yedibin Türk Lirası,

  • B grubu seyahat acentası için altıbin Türk Lirası,

  • C grubu seyahat acentası için beşbin Türk Lirası.

  • Her bir şube için belirtilen miktarların % 25’i alınır.

İşletme belgesi iptal edilmesi veya geri alınması durumda ise Seyahat Acenteleri Yönetmeliği madde 31’e göre “işletme belgesinin iptal veya geri alınma tarihinden itibaren kuruluş teminatı bir yıl süreyle Bakanlıkça Kanunda belirtilen amaçlar için tutulur. Mahsubu gerektiren bir durum yoksa bir yılın sonunda iade edilir.”

Seyahat Acentaları Yönetmeliği’nin 32. maddesine göre de, Kanunun 10. maddesinin (e) bendi kapsamındaki acenta borçlarından dolayı, acentadan alacaklı olan gerçek veya tüzel kişilerin, alacağının acentanın kuruluş teminatından karşılanmasının ilgili icra dairesinden istenilmesi gerekmekte olup, kuruluş teminatı yükümlülükler dışında başka bir alacak dolayısıyla temlik, terkin ve haciz edilememektedir.


Seyahat acentesinin faaliyetinden kaynaklanan bir alacak nedeniyle hakem heyetine veya mahkemeye başvuran tüketici aldığı karar gereği ilamların icrası yoluna gittiğinde icra dairesinden borcun seyahat acentesinin faaliyetinden kaynaklandığının icra emrinde açıkça belirtilmesini istemesi gerekmektedir. Bu ibareye sahip icra emrini ilamla beraber Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım Ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Seyahat Acentaları Daire Başkanlığı’nın adresine göndermesi gerekir. Gönderilen icra emirleri ilgili başkanlık gereğince işleme alınıp incelenir eğer borç ilam gereği yönetmelikte sayılan haller dışında seyahat acentesinin faaliyetinden kaynaklanıyorsa ve acentenin teminat hesabında borç miktarını karşılayacak miktar mevcut ise teminat hesabından icra hesabına borcun ödenmesi için gerekli işlemleri yapar.

Av. Gökhan ŞAHİN

661 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page